Maraş merkezli 10 ilde yaşanan depremler, o bölgelerde yaşayanlar üzerinde fiziksel ve duygusal açıdan birtakım tahribatlara neden olabilir. Bu nedenle deprem sonrası meydana gelen duygu-düşünce-davranış örüntünüzdeki farklılıklar, anormal olaya verilen normal tepkilerdir. Bu tepkilerin ne olduğunun bilinmesi, olayın ruhsal tahribatından daha hızlı bir şekilde kurtulmanıza olanak tanır. Yaşayacağınız olası ruhsal durumları tanımanız, ne sıklıkla ve hangi süreyle tekrarlayacağına dair fikir sahibi olmanız süreci başarılı bir şekilde yönetme konusunda size yardımcı olacaktır.
Deprem sonrasında yaşayabileceğiniz başlıca psikolojik sorunlar şunlardır:
Yaşanan depremden sonra en sık gözlenen psikolojik sorunların başında şok hali gelir. Şiddetli bir deprem sonrasında tipik bir şok içinde bulunmanız normaldir. Farklı düzeylerde seyreden şok halinizde yüz ifadeniz sizi olaydan hiç etkilenmemiş gibi bir gösterebilir. Donakalma, konuşamama, tek bir noktaya odaklanma, duymama, soluk alıp vermede güçlük çekme gibi durumlar şok belirtileri olarak değerlendirilebilir.
Deprem sonrası yaygın olarak gözlenen bir diğer psikolojik sorun ise Akut Stres Bozukluğu’dur. Hızlı ve ani olarak gelişir ve sürekliliği yoktur. Korku, endişe, öfke, umutsuzluk, çaresizlik, hayatta kalmanın suçluluğu, sinir, pişmanlık gibi duygular yoğun bir şekilde yaşanabilir. Psikolojik etkilerin yanı sıra bazı somatik tepkiler de Akut Stres Bozukluğu’nda kendini gösterebilir. Baş ağrısı, mide bulantısı, baş dönmesi, uzuvlarda uyuşma, karın ağrısı gibi bedensel belirtiler psikolojik sorunların bir yansıması olarak gözlenebilir. Travmatik olayı takip eden 2 gün içinde gözlenmeye başlayan Akut Stres Bozukluğu 1 ay sürer. Aşırı uyarılma, tetikte bekleme, irkilme, olayın tekrar yaşanacağına dair aşırı ve kontrolsüz bir kaygı duyma, olayın akıldan çıkmaması gibi davranışlar Akut Stres Bozukluğu semptomları arasında yer alır.
Akut düzeydeki stres bozukluğunu takip eden ve daha uzun süreyi kapsayan Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB) ise bir aydan uzun sürer. Olayın huzursuz edici ve engellenmeyen biçimde tekrar tekrar akla gelmesi, TSSB’nin en yaygın belirtisidir. Akut Stres Bozukluğu’nda yer alan belirtilerin her biri TSSB’de de yer alır ve etki süresi daha uzundur. Deprem sonrası TSSB yaşayan bireylerde kendine yabancılaşma (depersonalizasyon) ve gerçek dışılık (derealizasyon) davranışları gözlenebilir. Bireyin kendine dışarıdan yabancı bir gözle bakması ya da yaşanan olayların ve kişilerin gerçek dışı olduğuna inanması, TSBB’nin en önemli etkileri arasındadır.
Depremin psikolojik etkilerini hafifletmek, akut tepkilerin kronik boyuta taşınmasını engellemek için başvurulan birtakım yöntemler bulunur. Stres belirtilerini minimum düzeye indirmek, afet sonrası yaşantıyla maksimum düzeyde uyum sağlamak için aşağıdaki tavsiyeleri inceleyebilirsiniz.
Fiziksel gereksinimlerinize yanıt vermeniz, ilk etapta oldukça önemlidir. Yardım kaynaklarına nasıl ulaşabileceğinize dair araştırmalar yaparak temel ihtiyaçlarınızı gidermek için çözüm yolları araştırın. Kendinizi ve sevdiklerinizi korunaklı, güvenli ve sağlıklı bir ortama taşıyın. İhtiyaç duyduğunuz zaman tek başınıza kalabileceğiniz, kendinizi dinleyebileceğiniz, düşünerek vakit geçirebileceğiniz alanlar belirleyin.
Özsaygınızı, amaçlarınızı, hedeflerinizi unutmayın. Kendiniz ve sevdikleriniz için özel olduğunu düşündüğünüz eşyalarınız yanınızdaysa onları koruma altına alın. Afet öncesi yaşantınıza ait rutinlerinizi gözden geçirin ve uygulama imkanınız olanları gerçekleştirin. Örneğin, güne her sabah yaptığınız kısa yürüyüşlerle başlıyorsanız bu faaliyetlerinizi imkanlar dahilinde tekrar etmeye özen gösterin.
Aileniz, arkadaşlarınız, akrabalarınız, komşularınız dahil olmak üzere sosyal çevrenizle irtibat kurun. Yaşadıklarınızı, duygu ve düşüncelerinizi anlatarak paylaşmak yaşadığınız yoğun stresi ve gerginliği azaltacaktır. Akran grupları içinde bulunmak, yalnızlık hissinin giderilmesinde etkilidir. Aynı olaya herkes aynı şekilde tepki vermediğinden kendinizi etrafınızdakilerle kıyaslamayın.
Deprem sonrasındaki günlerde yaşadığınız yoğun stres ve panik halini kontrol altına almak için günlük planlar oluşturun. Gün içinde kendiniz ve sevdikleriniz için tamamlamayı planladığınız hedefleri gerçekleştirmek üzere harekete geçmeniz, koordinasyon becerilerinizi geri kazanmanıza olanak tanır. Yakın gelecek için zorlayıcı olmayan, gerçekçi hedefler belirleyin.
Kendinizi psikolojik olarak kötü hissettiğiniz anlarda nefes tekniklerine başvurun. Dört saniyede nefes alıp dört saniyede nefes verme tekniğini kullanarak anlık olarak rahatlama elde edebilirsiniz. Kısa süre içerisinde etkili bir rahatlama sağlayan bu teknikler sayesinde yaşadığınız üzüntü, öfke, panik, korku, çaresizlik hislerini normal seviyeye taşımanız mümkündür.
Problemlerinizle tek başınıza mücadele edemeyeceğinizi fark ettiğiniz an psikososyal desteğe başvurun. Travma ve afet psikolojisi alanında yetkin ve güvenilir profesyonellerden yardım almaktan çekinmeyin.